Hayalimdeki Hedefin Akıllı Hali
İçinde “hedef” kelimesinin geçtiği her eğitimde anılmazsa hatırı kalan “hayal” kelimesinden bahsedeceğim bugün…
En kısa sözlük tanımları ile:
Hayal: Düş
Hedef: Nişan alınan imge
Hayal etmek insan doğasında vardır ve bence çok da güzeldir. İnsanı dinç tutar. Öyle hırpalamamak lazım, hayalleri. İncinirler, sonra… “Hayal etmeyin, hedefleyin!” diye kamçılayamam ben kimseyi… Hadsizlik olur, zannımca…
Zihnimizin derinlerinde nöronlar dans ederken, içimizde milyonlarca farklı karakter barındırıyoruz. O karakterlerden bazıları “kalk gidelim” diyor, bazıları “yok yeme otur” diyor. 🙂 Hal böyleyken hayal etmemek ne mümkün… Sevdiğimiz birinin hayatında da düşleyebiliriz kendimizi, Miami’de bol renkli kokteylimizi yudumlarken de… Patron da olabiliriz hayallerde, avare biride… Atış, serbest. 🙂
Unutmamak gerekir ki; “yaratıcılık” dediğimiz yeti, hayalden beslenmektedir. Hayalleri bol olan insanlar daha üretken, daha yaratıcı ve iyimserdir.
Zihni güzel hayallerle süslemek de, olabilecek kötü senaryoları düşlemek de doğamızda var. Tabii ki her şeyin fazlası zarar. Aşırı hayal kurma problemini tanımlayan bir rahatsızlık da var:
Bknz.: “Maladaptive Hayal Kurma”
Konunun bu kısmı beni aşar.
Alanıma geri dönecek olursam; pencereden gökyüzünü izlerken saçları ile oynayan kız da, iş arama sürecinde sabah kahvesini yudumlarken kendini gireceği mülakatta düşleyen kişi de, şu satırları okurken ailesinin geleceğini, ülkesinin yönetimini, dünyanın seyrini bin bir şekilde hayal eden adam da, bir gün hayalini kurup ulaşamadığı şeylerle, yüzleşecektir… O vakit hayalleri ayıklamalı ve olması istenen hayalleri bir adım öteye taşımalıdır.
Zihin oyunlarında hayallerin ardından gelen eylem (Level-2) Hedefler olacaktır.
Hayalini kurduklarımızı bir şiir ile hedefe bağlanalım o zaman:
Nazım Hikmet ne güzel anlatmış o meşhur şiirde:
Seni düşünmek güzel şey,
Ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden,
En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey…
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum…
Nazım Hikmet Ran
Hedef koymak düşünmek yerine eyleme geçmeye karar vermektir. Akıllı hedefse, nişan alacağınız imgeye dönerek, hangi elinizi kullanacağınızı, ne kadar mesafeden atış yapacağınızı, ne zaman yapacağınızı ve neden yapacağınızı belirlenmiş olmaktır. Tüm yönetim sistemlerini kopyalayıp yapıştırdığımız Avrupalılar akıllı hedef için de bir akrostiş yapmışlar.
S.M.A.R.T.
Specific
Measurable
Attainable
Realistic
Timely
Biz de kendi içimiz de bu akıllı hedef akrostişini benimsemiş ve adımları tanımlamışız:
Specific: Belirli, özel
Measurable: Ölçülebilir,
Attainable: Elde edilebilir, ulaşılabilir, kazanılabilir,
Realistic: Gerçekçi, gerçeğe uygun,
Time: İşin yapılma sayısı, zamanlama, zamanına uygun,
Performans yönetim sistemlerinin hedef kısımlarının göz bebeği, kariyer yönetim sistemlerinin kariyer basamaklarını oluşturma kısımlarının can suyu olan bu süreçler; zihninizde uçuşan kelebekleri şekillendirmeye karar verdiğiniz aşamada, size de yol gösterici olacaktır.
Gelecek kaygılarınızı azaltmak, hayal aleminden su üstüne çıkmak, yol haritanızı belirlemek… Hayatın bilinmeyen kısmına (geleceğe) dair yollar:
- Eylemi belirleme,
- Eylemi şekillendirme,
- Eyleme geçme,
Aşamaları ile belirlenmektedir.
Hayal etmek, güzel. Hayal ettiğin şeyi hedefe dönüştürmek, harika… Hedeflediğin nokta için plan yapmak, heyecanlı… Hedefe ulaşmaksa paha biçilemez… 🙂
Hatice Bulut
