Geçmiş zaman, bir çözüm ortağı ile sohbet ediyoruz. Konu “şikayetler ve çözümler”.

Şöyle bir ifadesi oldu:

  • Pek çok firmayı ziyaret ediyorum. Yaşanan aksaklıklar ve giderilmesi gereken sorunlar hakkında konuşuyoruz. Bazıları rahatlamak, bazıları çözüm üretmek için konuşuyorlar.

Ben de bunun üzerine:

  • Not alıyorum. Yazacağım, bunu…

dedim.

Ve vakti geldi yazıyorum. 🙂

Gün içerisinde farklı farklı insanlarla, farklı farklı konularda konuşuyoruz. Yakınmalar, övünmeler, tebrikler, hüzünler ve mutluluklar duyuyoruz. Bu duygu tanımlamalarından en sık duyduğumuz ise –özellikle iş hayatında– “yakınma”!

“Yakınma” kelimesinin tanımı içinde yazının konusunu buldum:

Yakınma: Kendisine yapılan bir haksızlığı ya da kendisini tedirgin eden herhangi bir durumu, çözüm bulması ya da bilmesi, ortak olması için karşısındakine sızlanarak anlatmak, hoşnutsuzluk bildirmek, sızlanmak.

Acı ile beslenen insanlar ile acıdan güçlenen insanları ayırmak lazım.

Sorunları uzun uzun konuşurken atlanan bir gerçek de var aslında:

“Kimi zaman, sorunları konuşarak büyütebiliyoruz.”

Çözüm odaklı düşünmek için yapılması gereken eylem:

“Doğru soruyu sormak!”

  • Neden böyle oldu?
  • Nasıl çözülür?
  • Tekrar yaşanmaması için ne yapılmalı?

Pukö döngüsünü hatırlayalım:

puko-dongüsü

Hayat mükemmel değil. Sorunlar, sorgular, yanlışlar, eksiklikler her zaman olacaktır.

Önemli olan:

  • O sorunlara karşı duruşumuz,
  • Sorunların tanımlanmasını ve düzeltilmesini sağlama isteğimiz

ve

  • Çözüm aşamasındaki tarzımızdır.

Bunları doğru yönetirsek sorunları aşmak da sorunla karşılaştığımızda sürekli söylenmek yerine mücadeleden alınan gururla yolculuğa çıkmak da daha leziz olacaktır.

Çözüm Ortağı:

1451918314476

“Çözüm” ve “güç” kelimeleri aklıma 80 kuşağının sevdiği bir sloganı getiriyor:

“Güç bende artık!”

Çocukluğumun süper kahramanı He-man düşmanlarına karşı savaşırken kılıcını çıkartığı sırada “gölgelerin gücü adına, güç bende artık!” der ve saldırıya geçerdi. He-man’in en iyi arkadaşı Titrek sorunlara korku ile bakar, kaçardı. Ancak He-man saldırıya geçince Titrek’in içinden de ayrı bir karakter çıkar ve korkak Titrek, Atılgan’a dönüşürdü.

Dert Ortağı:

images (1)

Dertleşmek güzeldir. Güvendiğiniz insanlarla sorunlarınızı paylaşmak güzeldir. Sorun yaşadığınız insanlarla sorunun nedenlerini konuşabilmek paha biçilemezdir. Ancak sorunlarınıza karşı Titrek gibi yaklaşıp, ah’lanıp vah’lanmaktan başka bir şey yapmazsanız; ah’larınız ve vah’larınızı dile getirdiğiniz kişilerin içini bayan biri oluverirsiniz. İçinizde ki sorunlara karşı kılıç kuşanan He-man, sizi Atılgan’a çevirirse, çözüm için çıkılan yolda keyiflenme hakkına sahip olursunuz.

Titrek olmak da dertlere dahil, Atılgan olmak da..

Titrek olmak da ayıp değil, Atılgan olmak da…

Yolda oturup ağlamak da mümkün, yalın ayak koşmak da…

Seçim sizin 🙂

Hatice Bulut

Yazan:

Hatice Bulut

ikblogger, ik, insan kaynakları, okur, yazar, düşünür