Bir yılı bitiriyoruz. Bir yılı daha kapatıyoruz. Acısı ve tatlısı ile diyeceğim ancak terazide bu yıl acı ağır bastı. Acı yere indi, mutluluk havada asılı kaldı.
Bu durumda motivasyon, inovasyon, afirmasyon gibi terimlerin üzerinden makaleler yazmak, bizlere de, zorluk oldu.
Harikalar diyarından olumlu cümleler saçmak, yapmacık kaçıyor.
Ancak gerçek hayat, tüm duyguları içinde barındırıyor. Yalnızca mutluluk yaşamış bir insan olmadığı gibi toplumlar ve topluluklar da dar boğazlardan, acılı yollardan, dizlerini, gözlerini ve ellerini kanatarak geçebiliyor.
Hayat çok karmaşık ve maalesef adaletsizlik, kötülük gibi kelimeler de bunun bir parçası!
Elektrikler kesildiğinde mum yakmak da bir tercih, karanlıkta kalmakta… Mum yakın… Aydınlık olmayacak, acılar taze… Ülkenin canı yandı. Ancak ışık saçın saçabildiğiniz her kareye…
Üretmeli, okumalı ve tutunmalıyız. Üreten, okuyan ve tutunan insanlar olduğumuz taktirde güneşi görebiliriz.
Az mıyız? Okuyan, sorgulayan, düşünen insanlar! Görüşleri farklı olsa da niyetleri iyilik olan insanlar! O farklı görüşleri ses yükselterek değil, doğru noktayı bulmak adına verimli tartışmalar ile ortaya koyan insanlar! Az mıyız? Öyle ise çoğalalım!! Kararmaya değil karanlıktan çıkmaya bakalım! Bildiklerimizi birleştirip, kötüye karşı azalmadığımızı, güçlendiğimizi ve çoğaldığımızı haykıralım.
Taziye evinde kahkaha atmaktan bahsetmiyorum. Acıyacak, kanayacak ve ağlayacağız. Ancak öfke ile değil birlik ve çalışkanlıkla aydınlığa çıkmak gerekiyor.
Herkes kendinden başlamalı! İyi bir çocuk yetiştirmek, iyi bir iş yapmak, birini motive etmek, herhangi bir konuda topluma bilinç kazandırmak, gençleri doğru yönlendirmek, örnek olmak, savaşı değil barışı anlatmak, rekabetin varlığını, çalışkanlığın ödüllerini, bilinçli olmayı, bilinçlenmek için okumayı ve araştırmayı, herkes kendine yol edinmeli! Bunları yaparak, çoğalmak ve aydınlanmak gerekiyor!
Bir yıl bitiyor… Herkesin kendi küçük dünyasında acıları, yasları ve hayati sorunları oluyor. Ancak kendi hayatımızı üreten ve bilinçli bir hayata çevirirsek ve bu şekilde çoğalırsak, terazinin ağır tarafını mutluluk yapmamız mümkündür. Tekrar altını çize çize söylüyorum: asla, sadece mutluluk olmayacaktır! Hayat denen terazinin ağır tarafını mutlu kılmak için ayağa kalkmak şarttır!
Size Polyanna ile dans edin demiyorum. Polyanna, bu ülkenin kızı bile değil. Polyanna ile dans etmeyin. Gerçekçi olun. Olalım. Acıyı da duyalım. Duyarsızlaşmayalım. Sadece çıkış yolunun birlik ve beraberlikten geçtiğini unutmayalım.
Doğru olan, çalışkan olan, dürüst olan ve kalbi güzel olan tüm insanların kenetlenip terazinin iyi tarafına ellerini koyması dileklerimle…
Yeni yıl hoş gelsin….
Hatice Bulut
İnsan Kaynakları Danışmanı & Eğitmen
Leave a Comment