Hayatın doğasında sürekli bir değişkenlik var. İdeal hayat diye bir kavram yok. Hiç bir şey tek düze değil.

Bugün, son bir ayda yokuşlar, inişler ve değişiklikler yaşamış biri olarak yazıyorum.

Sessiz kaldığım, aniden oluşan değişkenliklere karşı pek çok duyguyu bir arada yaşadığım bu dönemden yeni fikirler doğurarak çıkıyorum.

İş hayatında oluşan değişikliklerin özel hayatın dengesine ne kadar yansıdığını da bu dönemde görüyorum. İki yanlış bir doğruyu götürür misali özel hayat da iş hayatından nasibini alıyor. Hayat dengesinde bir taraf inişe geçtiğinde insan içgüdüsel olarak diğer tarafını zirveye çıkarmak istiyor. Sonra rüzgarda sallanıp hasta oluyor. Yani denge olmayınca her yanın zarar görüyor.

Evet, kaptan! Savrularak geçen bir zaman diliminin sonuna gelmiş bulunuyorum. Bu yolculukta arkada kalanmum, yanıma gelen, cebime tecrübe koyan herkesi selamlayarak yeniden başlıyorum. İnadımı, hırsımı ve mutsuzluğumu arkada bırakıp, bazı şeyler için neden kendimi o kadar yorduğumu bile anlamayıp bu gemiden iniyorum.

Eski bir şarkı çalınıyor, kulağıma:

“Toplan, gözümün içine baka baka durma toplan”

Cebimde bir başarısızlık hikayesi:

  • Başarılarından övgülerle bahsedenler, hiç bir meziyetini kullanmana izin vermeden iş akdini sonlandırabiliyorlar.
  • Dinlemeden konuşanlar, seni dinlememekle suçlarken aslında cevap hakkını elinden alıyor.
  • Hiç bir şeyi beğenmeyenler konforlu alanlarını örümcek ağlarını hiç bozmadan yıllandırabiliyor.
  • Kimileri de adamcılık yapmadığın için ispiyonculuğa yalancılık ekleyip seni insanlıktan soğutabiliyorlar.
  • Dost görünenler bildikleri gidişi bilmiyormuş gibi yapıp üç maymunu oynuyorlar.
  • Gel gitler, hayali bütçeler ve hayali bütçelere uymayan isteklerle güler yüzünü asmak için elinden gelini yapıyor sonra da “neden gülmüyorsun” diyorlar.

Bu liste daha uzardı da mutsuzluğun ucu özele dayanıp tüm dengeleri bozunca susmak gerekti.

Hikaye burada bitti.

Kendini ifade edememiş olmanın ataleti vardı üstümde. Kalktım, salındım, gerindim, silkele26-678x381ndim ve başladım yazmaya…

Listeler yaptım.

Başarısız olduğum konuların nedenlerini ipe dizdim. Hala güçlü olduğum yanlarıma sarıldım ve ayağa kalktım.

Bugün yeniden başladım; yazmaya, okumaya, çalışmaya, gelişmeye, sevmeye ve inanmaya…

Bugün bir kavşakdan daha dönüp yeni bir düzlükte yürümeye başladım.

Yarın yepyeni planlar ve yazılarla yine karşınızda olacağım..

Sevgiler,

Hatice Bulut

Yazan:

Hatice Bulut

ikblogger, ik, insan kaynakları, okur, yazar, düşünür