Kültür Stratejiyi Kahvaltıda Yer
Peter Drucker
Açıklama:
Eğer şirketin kültürüne uyumlu değilse, dünyanın en iyi stratejisinin bile, başarılı olması mümkün değildir. Çünkü her stratejinin %1’i planlama, %99’u her gün alınan kararlardan oluşur. (Michael McCann & Bob Faw) Bir stratejinin başarılı olması için, her gün alınan kararların ilk başta yapılan planlamayla aynı doğrultuda olması gerekir. Eğer şirketin kültürü, stratejiye uygun değilse, sonuçta kültür ağır basar ve strateji şirketin çarkları arasında kaybolup gider. Peter Drucker, iş dünyasında çok sık karşılaşılan bu durumu, “Kültür, stratejiyi kahvaltı niyetine yer.” sözleriyle tarif eder.
(Kaynak: http://www.temelaksoy.com/kultur-stratejiyi-kahvalti-niyetine-yer/ )
1940’larda, organizasyonların temel prensiplerinden olan, sorumluluğun dağıtılması (delegrasyon) fikrini dünyaya tanıtan kişi
(Kaynak: http://www.sozkimin.com/a/965-peter-drucker-kimdir-sozleri-ve-hayati.html#ixzz57eLGUXnE)
Eski köye yeni adet getirmek zordur.
Anonim bir Türk deyimi
Deyimin hikayesini bulmak için biraz araştırma yaptım. Ancak bir sonuca erişemedim. Anlamını okurken ise tam da dikkat çekmek ve Peter Drucker’a ait olan sözün türkçe karşılığı olabilecek tanıma eriştim.
Şöyle yazıyordu:
“Faydası belli eski uygulamaların yerine ne fayda getireceği belli olmayan yeni uygulamaları getirmenin zorluğu…”
Kopyala yapıştır işlemlerin uzun soluklu olmadığından, araştırmaların kopyalamak için değil yaratıcılığa ilham vermesi için olması gerektiğinden, yaratıcı olmanın güzelliğinden defalarca bahsettik.
İlginçtir, doğanın da sanki bu kopyala yapıştır işlemlerle ilgili bir kanunu var:
- Tutmuyor, oturmuyor, kendi kendini imha ediyor.
- Kültür bu kopyalamaları iştahla yiyor, köy yine eski halini alıyor.
Malum, iş geliştirmek ve farklı stratejiler uygulamak adına, kullanımı hızla yayılan ve gerçekleri ile imitasyonlarını ayırmakta zorlandığımız danışmanlık firmalarımız var. Maalesef kurumlarımız bilinçli tüketici seviyesine erişene kadar bu danışmanlık firmalarının kalitelerini ayırmakta zorlanmaya devam edeceğiz. Bu yazıda imitasyon danışmanlık firmalarının üzerinde durmayacağım. Konu altın yaka strateji uzmanlarının çalışmalarına karşı oluşan direniş ile ilgili olacak.
Hepsine aynı kefede isimlendireceğiz, mecbur 🙂
Danışmanlık firmalarının hizmet verdikleri işletmelerde, çoğu zaman çalışanlar arasında sert rüzgarlar esmeye başlıyor. Yöneticilerin pek minnoş bulduğu danışmanlar, çalışanlar tarafından, köylerine yeni adet getirmek isteyen yabancılar olarak karşılanıyor ve antipatik bulunuyor. Kültür direnişe geçiyor, strateji askıda kalıyor.
Sık yapılan hatalar:
- Kurumun kokusunu, kültürünü dokusunu çözümlemeden hazırlanan yol haritaları,
- Tepeden inme sistemler,
- Çalışanın nabzını tutmak yerine kasaya yakın yere oturan stratejik tutumlar,
- Çalışana “bundan sonra böyle yapacaksınız” emri vermeler
Fazla mı yerdim? Yok valla.. Bunları gördüm… Danışmanın, yıllarca danışmanlık verdiği firmanın kapısından, kurduğu stratejilerin de bacadan kaçtığına şahit oldum…😒
Peki iyileştirme yapılmasın mı? Yeni sistemler gelmesin mi? Kültürün kör olmuş ve sistemin ilerlemesine engel olan parçaları tamir edilmesin mi?
Pek tabii ki edilsin… Düzenlensin.. Ancak:
- Stratejiyi kültürün yememesi için hassas damarlar ve kalbe giden yollar doğru tanılarla işlensin,
- Sistemlerin kamburları tatlı dille devre dışı bırakılsın,
- Yeni bir kural getirilecekse sürdürülebilirliği için kişi üzerinden değil, görev tanımı üzerinden sürdürülebilirlik sağlansın,
- Sürdürülebilirliği olmayan hiç bir strateji kurum kültürünü yenemez. Unutulmasın!
- Bizim şirkette olmaz, bunlar… 😔
- Biz daha önce de danışmanlık aldık… 😌
- İş analizi yapıla yapıla tüm görev tanımlarını ezberledim. Hala yazılı veri yok! 😠
- Yeni bir sınav gelmişti şirkete… Ben girmiştim. Fatma girmeden sınavla terfiyi kaldırmışlar, bana yazık değil mi? 😭
- Hani İnsan Kaynakları görmeden işe alım yapılmayacaktı? Bu adam da nereden çıktı? İş başı için evrak teslim etmeye gelmiş, doğru mu? 😵 😵 😵
Ne oldu stratejilere? Ne oldu, alınan onca hizmet bedeline?
Doğru kurgu ancak kültüre dokunmakla mümkün…
Zor mu? Evet, çok zor… Direnç kültürünü kırmak, çalışanları doğru değerlendirmek, stratejileri doğru kurgulamak, çok zor..
İmkansız mı? Hayır. Sadece “insana dokunan süreçlerde yeniliğe gitmek” istiyorsak kararlı, planlı ve emin olmamız gerekiyor.
Fayda sağlayacak her uygulama için son söz:
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. 😆😆😆
Hatice Bulut
Leave a Comment