Senarist bir tanıdığımın “Sinema tüm sanatların birleşiminden olma bir çocuktur” demişti, bir keresinde.

Hem görsel hem işitsel hafızamıza sonuna kadar dokunan bu sanatın hakkını veren filmlerden birini paylaşmak istedim sizlerle:

 12 Öfkeli Adam (12 Angry Men)

1957 yapımı film, aynı zamanda Sidney Lumet’in ilk yönettiği film olma özelliğini de taşıyor.

Filmi bildiğimiz pek çok filmden farklı kılan özelik ise, filmin nerede ise tamamının tek bir sette gerçekleşiyor olması, bir odada, bir masa başında, 12 öfkeli adam… 1 saat 36 dakika süren filmin 1 saat 30 dakikasını aynı mekânda görmek filmin sıkıcı gelebileceği ön yargısını arttırır değil mi? Ancak film, başından sonuna kadar sizi bağlıyor, sürüklüyor, düşündürüyor, sorgulatıyor…

Filmin konusu bir duruşma sonrasında odaya giren 12 jüri 18913555.jpg-r_640_600-b_1_D6D6D6-f_jpg-q_x-xxyxxüyesinden birinin, diğer on bir jüri üyesini  “Elimi kaldırıp bir çocuğu ölüme gönderemem” sözleri ile şüphelinin suçsuz olduğu konusunda ikna etme çabasına girmesini anlatıyor.

Film boyunca -son sahnesinde iki jüri üyesinin mahkeme binasından ayrılmaları esnasında birbirlerine isimlerini söylemeleri dışında- isim kullanılmıyor. Mimikleri ve tavırları ile beyninize kodladığınız bu 12 adamın mesleklerinin izleri, aile yaşamlarının bilinçaltlarına etkileri, karakterleri ve olaylara bakış açıları ile muhatapsınız.

12-kizgin-adam12 farklı kişilik görüyorsunuz, filmde. Kişilik analizi, psikoloji ve sosyoloji sevenler filmde ki her bir kişi ile ilgili ayrı bir durum tespiti yakalayabilir ve gözlemleyebilir, film üzerine tatlı sohbetler çıkartabilirler. Ben izlerken, kişisel gelişim üzerine pek çok konu yakalayabileceğim bir film gördüm, ekranda… Notlar çıkardığım, kendimce örnekler yakaladığım pek çok konu oldu…  Hayatın içinden kaynaklar arıyorsanız kendinize; ikna yeteneği, dinleme sanatı,  iletişim becerileri, takım ruhu, strese dayanıklılık, zaman yönetimi, gözlem gücü gibi yetkinliklerin kişiler üzerindeki yansımalarını burada bulmak mümkün.

Hiç sıkılmadan keyifle izlenebilecek siyah beyaz bir film, arşivinizde, belleğinizde ve düşüncelerinizde güzel bir yer edinecek…

Bu yıllanmış şarap tadında filmde hayata dair çok ipucu var…

İzlememişlere keyifli seyirler dilerim…

Bir gencin hayatını ellerinde tutuyorlardı… Belki suçluydu… Belki değildi… Kesinlik yoktu ancak çoğunluk emindi… Bir adam, tüm jüri üyelerini tek tek yargılarından, aceleciliklerinden, umarsızlıklarından alıp vicdanları ile delilleri tekrar değerlendirmeye sürükledi…

Hatice Bulut

Yazan:

Hatice Bulut

ikblogger, ik, insan kaynakları, okur, yazar, düşünür