Hayatımızı kaplayan pandemi dolayısı ile çalışmalarımız, görüşmelerimiz ve paylaşımlarımız online şekilde devam ediyor.

Ben de bu yıl ikinci kez MCT İnsan Kaynakları Zirvesinin Liderler Kahvesi platformunda konuşmacı olma fırsatını yakaladım.

Önce biraz etkinlik hakkında bilgi vermek istiyorum:

Her yıl MCT tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük İnsan Kaynakları Konferansı olma özelliğini taşınan MCT İnsan Kaynakları Zirvesi de bu yıl 8-11 Aralık tarihleri arasında online şekilde gerçekleşti.

Her yıl olduğu gibi zirve içinde İnsan Kaynakları yönetimi alanındaki lider yöneticilerle oluşturulan bir mesleki platform olan Liderler Kahvesi etkinliği de Zirve içinde yerini aldı.

Liderler Kahvesi:

İK stratejileri hakkında yeni bilgileri, yenilikçi araçları, farklı sektörlerin deneyimlerini ve başarı hikayelerini paylaşmak amacıyla hayata geçirilen Liderler Kahvesi, İK sektöründeki profesyonellerin gelişimine katkıda bulunarak, fikir alışverişini kolaylaştıran verimli bir tartışma platformudur.

Liderler Kahvesi etkinliği her yıl:

Yıl boyunca bir araya gelen Liderler Kahvesi üyelerinin İnsan Kaynakları yönetimi alanında projeler üretip, araştırmalar yapması ve Türkiye’nin en büyük yönetici zirvesi olan İnsan Kaynakları Zirvesi’nin içeriğine katkı sağlaması, mesleki bilgi ve becerilerini sunumlarında paylaşması ile hazırlanmaktadır.

Detaylı bilgi için: https://www.mct.com.tr/homepage-agency01/ sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Liderler Kahvesi Platformu bu yıl da geçen yıl olduğu gibi Ahmet Eryılmaz önderliğinde yapıldı.

Geçen yıl yaşadığımız deneyimden farklı olarak bu yıl tüm süreç online yürütüldü. Ana konumuz Çevik Yönetim olarak belirlendi. Alt başlıklarda kişilere seçim hakkı tanındı ve ben de “Gerçek Yaşanmış Çevik Yönetim Hikayeleri” konu başlığına 4 arkadaşımızla birlikte dahil oldum.

Ana temamız çeviklikti ve süreci dijital ortamlarda yine Ahmet Eryılmaz önderliğinde çevik kararlarla tecrübe ettik.

Öncelikle sevgili hocamız Ahmet Eryılmaz’a sabrı, organizasyon becerisi ile bizlere öğrettikleri ve tatlı uslübu için tekrar tekrar teşekkür ediyorum.🤗🙏

ikinci olarak da aşağıda 09/12/2020 tarihinde düzenlenen etkinlikte anlatmış olduğum gerçek yaşanmış çevik uygulama örneğini paylaşıyorum.

Dinlemek isteyenler için: 

https://www.youtube.com/watch?v=WSKVK80dO9c&t=3s&ab_channel=%C5%9EebnemCirit

(Ben 47. dakikadayım. 😊)

Okumak isteyenler için:

Corendon Airlines Çevik Yönetim Uygulama Örneği:

Bu gerçek hikâyemiz Corendon Airlines İnsan Kaynakları Direktörü Berna Oskay Hanım ile görüşmemiz neticesinde derlenmiştir.

Berna Hanım’a paylaşımı için teşekkür ederek anısını aktaralım:

Sektörleri üretim ve hizmet olarak ikiye ayırıp baktığımızda; hizmet sektöründeki işletmelerin toplumsal olaylardan, siyasetten, yasaklardan üretim sektörüne nazaran daha fazla etkilendiği gerçeği karşımıza çıkıyor.

Özellikle turizm sektörüne bağlı kollar siyasi olaylarda, darbelerde ve son olarak da pandemi sürecinde ciddi krizler atlattı diyebiliriz.

Bir otomotiv fabrikası kriz durumundan etkilense de kısa süre sonra üretimine devam edebiliyor. Ancak bir otel veya bir havayolu şirketi böyle mi? Hizmet verdiği kişilerin azalması ve hatta durma noktasına gelmesi durumu baştan sona tüm sistemi adeta alt üst ediyor.

14 Mart günü “sınırlar kapatılıyor” cümlesini duyduğumuzda hepimiz kendi gerçeklerimiz üzerinden olayları anlamaya çalıştık.

Bünyesinde Türk ve Malta bayraklı iki ayrı havayolu olan ve ülkeler arası uçuş hizmeti veren Corendon Airlines’da ise o güne kadar yaşanmamış bir ilk yaşandı. Hizmet tamamen durdu!

Hayatının 9 saati iş yerinde veya havada geçen yüzlerce insan bir anda evlerine kapandı. Alışılmış olan düzen, yerini tam bir belirsizliğe bıraktı. Ofis çalışanları bilgisayarlarını evlerinden açtıklarında süre gelen işleri devam ettirebilmekte başta biraz zorlansalar da adapte olabileceklerdi. Peki ya pilotlar, operasyonda görevli kişiler, hostesler?

İşte tam burada Berna Hanım, İnsan Kaynaklarının toparlayıcı ve departmanlar arası iletişimi güçlendirici rolünü çeviklikle yönetmesi gereken bir durum ile karşılaşmıştı.

İnsan Kaynaklarının etkin rol üstlenmesi gereken ve birliği sağlaması adına hareket gerektiren başlıklar vardı:

  • Aralarındaki iletişimi kolaylaştırmak,
  • İşletmeye olan aidiyet duygularını taze tutmak,
  • Evlerinde verimli vakit geçirmelerine katkıda bulunmak,
  • Motivasyonlarını yüksek tutmaya çalışmak,

İşte bunların tamamı için “Touch Point” projesi hayata geçirildi.

Sosyal medya kullanımının etkinliğinden yola çıkarak, Windows 365 Teams üzerinden bir platform kuruldu. Bu uygulama ile Corendon Airlines tüm dünya genelindeki çalışanlarına ulaşmayı ve desteğini hissettirmeyi başardı.

Peki, yukarıda saydığım adımlara bilindik bir program üzerinden hangi harikaları yaratarak destek oldular?

İşte burası tam bir İK vizyonu… Her şey düşünülmüş.

İlk olarak Corendon Airllines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer’in çalışanlara bilgi verdiği ve onların yanında olduğunu hissettirdiği bir video ile başlangıç yapmışlar. Sonra İnsan Kaynakları ve diğer yöneticilerin süreçle ilgili bilgilendirme videoları eklenmiş. Yöneticiler ilgili videoları ile şirketteki yakın gündemi çalışanlara iletmiş.

Tüm çalışanların istedikleri soruyu sorabilecekleri bir platform yaratılmış ve çok şık bir hareketle bu sorular bir hafta içerisinde ilgili departmanların sorumluları tarafından, herkese açık videolar ile cevaplanmış.

Bir taraftan çalışanların evde yaptıkları etkinlikleri gönderebileceği bir alan açılmış. Evde çocuğu ile vakit geçiren bir pilot, karantina sürecini yatında geçiren bir deniz tutkunu, eşi ile müzik yapan bir ofis çalışanı… Platformda pek çok çalışanın farklı farklı yetenekleri ve özel hayatına dair güzel notları oluşmaya başlamış.

Karantina sürecinde evde kalan kişilerin faydalanabileceği etkinlikler yine kendi içlerinden yetenekler ile karşılanmış. Örneğin platformda bir çalışanın nefes koçluğu videolarını, bir başka çalışanın plates videolarını görmek mümkün. J

Yine bir başka destek de evden çalışma konusunda verimlilik arttırmak adına eğitimler verilmesi ile oluşturulmuş.

Eğlenceli yarışmalar, gitar dinletileri, seramik boyamalar… Yani aslında “İk tarafından verilen minik bir emeği hep beraber birlik ile işleyip renklendirmişler” diyebiliriz.

Temmuz ayı itibari ile uçaklar tekrar havalanırken, çalışanlar da yavaş yavaş ofislerine dönmeye başladı. Ancak sistem etkinliğini yeni normale göre şekillendirip yaşamaya devam ediyor.

Evde oldukları süreç de platforma bir havacılık terimi olan “Holding at Home” ismini koymuşlar.

Tekrar hareketlenmeye başlamaları ile birlikte sistemin yeni adı yine bir havacılık terimi olan “Take off” olmuş.

Berna Hanım bu süreçte aldıkları ve uyguladıkları bu çevik yönetim kararının işletmelerindeki beraberlik bilincine olumlu yansımalarını şöyle bir örnekle aktararak sözlerini tamamlıyor:

“Bizler platformda resmi bir dil kullanmaktan kaçındık. Duygularımızın dili ile konuştuk. Bunun yansıması ile birbirimizin evlerine misafir olduk. Artık operasyondan çalışanlar ofise uğradıklarında kapımı çalıp kedilerimi veya seramik boyamanın nasıl gittiğini soruyorlar. Ben de onların çocuklarını, eşlerini… Bu durum benim için istediğimiz duyguyu bu süreçte verebildiğimizin en güzel kanıtı ve büyük bir gurur oluyor.”

Kıssadan Hisse:

Krizler hep olacak, ülke özelinde de dünya genelinde de pek çok tarihi olaya tanıklık etmeye devam edeceğiz. Ancak işletmelerin bu dönemlerden sağlıkla çıkabilmesi için bütçe toplantıları kadar birlik ve beraberliği hissettiren uygulamalara da ihtiyacı vardır. İşte burada kriz anında insan kaynaklarının çevik yönetim bakış açısı ile aksiyonlar alması büyük önem taşıyor.

Nice yaşanmışlıkları paylaşabilmek dileği ile,

Hatice Bulut

 

 

Yazan:

Hatice Bulut

ikblogger, ik, insan kaynakları, okur, yazar, düşünür