“Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” = “Kendi sözleriyle çelişecek şekilde davranmak”

Bir İnsan Kaynakları Anısı:

/Kurum kültürü mağduru bir yönetici anısı…

Bahsi geçen kurum kültürü:

Şeffaflık konusunda çok yolu olan, güven problemleri yaşayan, kurumsallık seven, kurumsallaşma yönünde stratejiler üzerinde çalışan kocamaaan bir işletme…

Tepe yönetimin yönetim anlayışı; “Böl parçala yönet”

Bu kültüre bağlı olarak da işletmeye sirayat eden bir durum söz konusu “herkes herşeyi bilemez!”.

Pek tabiki herkes herşeyi bilmemelidir de; kendi konusu ile ilgili bilgilere bile tam erişemeyen kişilerin olduğu bu işletmede, şeffaf yönetim anlayışına sahip kişilerin barınması ve başarılı olması oldukça zordur!

Bahsi geçen yönetici:

Yetkinliği güven ve iyi ilişkiler kurmak üzerine gelişmiş bir İnsan Kaynakları Yöneticisi

Güvene dayalı ilişkiler ile motive oluyor.

Çalışanlarına delege etmeyi, gelişmeleri paylaşmayı seviyor.

Organizasyonda kendisine bağlı -eş düzeyde- iki yönetici yardımcısı var.

İlgili yönetici iki yardımcısına da eşit davranması gerektiğine ve ikisinin de birbirinin konularına hakim olması gerektiğine inandığı için yeni bir iş konusu paylaşırken ikisini de bilgi de tutuyor. İkisine de aynı bilgileri vermeyi uygun görüyor. Görevlerinin ayrıldığı noktalarda da birbirlerinin iş akışları konularında bilgi sahibi olmaları gerektiğini söylüyor ki iş yürüsün.

Anı an’ı:

Tepe yönetimden bir mail geliyor. Ücret zam zamanı. Yeni ücretler tepe yönetim tarafından belirlenmiş ve bizim İnsan Kaynakları Yöneticimiz ile paylaşılıyor.

Yöneticimizden istenen departmanlara ücretlerinin tebliğ edilmesi. Tebliğ etme görevini kendisine bağlı çalışan yönetici yardımcıları üstlenecek. Görev paylaşımı yapılacak.

Yardımcılarımız, kimin kimlerle, ne konuşması gerektiğini biliyor.

Yöneticimiz, ücret zamlarının olduğu listeyi bölmeksizin iki yardımcısı ile de paylaşıyor.

  • Çünkü neden olmasın?
  • Çünkü çaycının tebliğini yapacak olan yardımcısının, ofisboy’un ücretini bilmesinde bir sakınca yok!
  • Çünkü yöneticimizin anlayışına göre ofisboy’un tebliğsini yapacak olan yardımcısının yokluğu durumunda çaycının tebliğini yapacak olan yardımcı yedektir.
  • Çünkü işlerinin doğası gereği bu yardımcılar zaten bu pozisyonların işe alımlarına ve ücret tekliflerine de birlikte bakıyor, görev paylaşıyor, birbirlerinin yedeği oluyorlar.
  • Çünkü kendisinin bildiği ve departmanının iş etikleri kapsamında yönettiği ücret konusu kendi içlerinde şeffaf yönetilmelidir.
  • O şeffaflık ile iş etiğini karıştıran bir yönetici veya yardımcısı varsa zaten orada bulunmamalıdır!!!

Olay bu ya; tepe yönetim bir mail trafiğinde iki yardımcıya da tüm ücretlerin paylaşıldığını görüyor. Bizim yönetici için bu durum son derece olağan… Ancak tepe yönetim duruma böyle bakmıyor!

Nasıl yani sen yardımcılarına tüm ücretleri mi paylaştın??

Evet paylaştım. Çünkü ikisi de eşit düzeydeler. Çünkü onlar birbirinin ve benim yedeğim. Çünkü yaptığımız işin doğası gereği, departmanımın tüm çalışanlarının, benim görebildiğim tüm ücretleri görmesi gerekmektedir.

Tepe yönetim kızıyor! Öyle bir kızma ki bizim minnak yöneticimizin yardımcıları da yöneticimizin kendileri ile paylaşmış olduğu ücretler konusunda fırça yediğini duyuyor. Yöneticinin karizma yerlerde!

Yardımcılarına:

Herkes kendine bağlı pozisyonların maaşlarını bilgisayarında tutsun. Diğerlerini hafızasından ve bilgisayarından silsin, lütfen….

diyor. Konu kapanıyor.

Aradan sadece 2 hafta gibi kısa bir süre geçiyor.

Zam oranlarının gözden geçirilmesine karar veriliyor. Aynı tepe yönetim, ücret zam çalışmasını bu sefer İnsan Kaynakları ile birlikte yapmaya karar veriyor. Yönetcisi ve yardımcılarını da masaya dahil ediyor. Dün, yardımcılarına tüm ücretleri paylaşma kararı yanlış bulunan İnsan Kaynakları Yöneticisi bugün tepe yönetim ile aynı masaya yardımcıları ile oturuyor.

Sadece bir kaç günde, bilgisi dışında değişen yönetim şekli aklına şu soruları getiriyor:

  1. Acaba tepe yönetim bu işin böyle yönetilmeyeceğini mi anladı?
  2. Yoksa, tepe yönetim beni bundan iki hafta önce bu konu ile ilgili nasıl eleştirip yardımcılarıma karşı kötü hissettirdiğini mi unuttu?
  3. Yoksa, kurum kültürümüzde bir devrim mi oldu?
  4. ……..????

Anı bu kadar…

Sevgiler…

Hatice Bulut

 

Yazan:

Hatice Bulut

ikblogger, ik, insan kaynakları, okur, yazar, düşünür