Hayatın şifresi gibi duruyor değil mi? Bunu hayatımız boyunca doğru yapsak kim bilir, kaç hatadan korunmuş, kaç kırgınlığı yaşamaktan teğet geçmiş olurduk? Yanlış eş, yanlış iş, yanlış arkadaşlık seçimleri bizlerden neler aldı, neler götürdü değil mi?

Çok bilindik bir tabir ile hayat bize önce sınav yaptırdı, sonra dersi verdi. Bu yanlışlar karakterimizi şekillendirdi, olgunlaştırdı, bize uygunu gün geldiğinde daha rahat anlamamızı sağladı. Denk olanı, huzur vereni, karakteri uyanı yerleştirdik bir süre sonra hayatlarımıza… İnsan seçimlerimizi deneme yanılma yolu ile yapmıştık gençlik zamanlarımızda ve yine o yolda fireler vermiştik, olgunlaşma dönemimizde… Kayıplar… Kırgınlıklar…

Eee, şimdi bizler de insan kaynakları çalışanları olarak, doğru insan seçmekle görevlendirilmedik mi? Hayatlarımıza aldığımız kişilerin bizi bir yerden bir yere taşıdığını ve kimisinin zamanı gelince hayatımızdan akıp gitmesi gerektiğini biliyoruz hepimiz… Zamanla tecrübelerimizden öğreniyoruz, insanları artı ya da eksiden değil, sıfır noktasından başlatmamız gerektiğini. Tıpkı hayatımızın içinde yer alan tanışma, kişiye hayatımızda bir rol verme ve rolden beklentiler içine girme süreçleri gibidir;

“insan kaynakları seçme ve yerleştirme süreçleri”.

images-3Mesleğin popülerliğine en büyük katkıyı sağlayan süreç olarak tanımlarım ben “seçme ve yerleştirmeyi”. Maalesef pek çok kişi mesleğin bu bölümünü uzaktan baktığında güzellik yarışmasında jüri üyesi olmaya benzetmekte. Popülaritenin artış sebebi de tamamen bundan kaynaklanmakta… Ancak tıpkı ilk paragrafta sizleri götürmeye çalıştığım “insan seçimlerinin hayatımızdaki etkisi” konusu gibi ağır ve belki de daha büyük bir sorumluluğa imza atan bir süreç dilimidir, “seçme ve yerleştirme süreçleri”… Çünkü bu sefer sorumluluğumuz, kendi hayatımıza ait bir karardan öte; “günün en büyük dilimini beraber geçirecek olan, yetkinlikleri uyum içinde, renkleri ahenk içinde, beklentileri aynı düzeyde bir ekip” oluşturmak…

calidad-en-el-tiempo-de-ocioBir diğer taraftan bakalım bu zorlu İK sürecine; bıçak sırtı bir yapılandırmadan bahsediyoruz. Neden mi bıçak sırtı?

Bir meslek düşünün; ne müdür, ne patron, ne amir, ne çalışan. “Bir meslek düşünün; işletmenin stratejik ortağı olduğu varsayılan, farklı bir kolda uzanan” 

Bir meslek düşünün; ne müdür, ne patron, ne amir, ne çalışan. “Bir meslek düşünün; mesleğin doğru icrası durumunda, işletme içinde oluşan eksik kadroların alımını yapan”

Bir meslek düşünün; ne müdür, ne patron, ne amir, ne çalışan. “Bir meslek düşünün; alım yaparken iş başı yapacak olan kişiden umut eden, aynı zamanda iş başı yapacak olan kişiye umut veren…”

images (3)“Doğru insanı doğru noktaya koyma süreci” insan kaynakları için “işe alım ve yerleştirme süreci ismini taşımakta… İşte tam da bu yüzden; “bir insan düşünün işi insanı doğru algılamak olan”…

İşini doğru yapan insan kaynakları uzmanları, hayattan tecrübelerini olumlu şekilde işe yansıtabilen ve süzgeçten geçiren insanlar olmalıdır, zannımca…

Tabii ki, sadece insan kaynakları çalışanlarının bakış açısı ile bakmamak lazım , işe girmek isteyen kişilerin, “bana eleman bul” diyen birim amirlerinin, müşteri memnuniyeti bekleyen patronların dilinden, gözünden, gönlünden de bakıyor olmak lazım bu önemli sürece. Her biri ayrı bir anlam katacaklar, destek ve zaman zaman köstek  olacaklardır, yazılarımıza…

Biz insan kaynakları gönüllüleri de, bu süreçleri her koldan ele almayı, insandan ilham alarak, devam edeceğiz … 🙂

Hatice Bulut

İnsan Kaynakları Danışmanı & Eğitmen

Yazan:

Hatice Bulut

ikblogger, ik, insan kaynakları, okur, yazar, düşünür